Fethullah Şifreleri

Ağabey: Fethullahçı eğitmen, yol gösterici. İnsanları cemaate çekmeye, cemaati hoş göstermeye çalışan kişi. Temel Fethullahçı birim.

Abla: Kadınlar arasında “ağabey”lerin rolünü üstlenen kişi veya kişiler.

Şakirt- Şakirde: Çırak, talebe çömez gibi anlamları vardır. Ağabey ve ablaların yetiştirdiği Fethullahçılara denir. Olgunlaştıklarında “o artık şakirt oldu” denilir. Her ağabey ve abla da bir üstündeki emir aldığı kişiye göre “şakirt ya da şakirde”dir.

Ağabeylik-Ablalık: Hiyerarşi sisteminin kod adları.

İlgilenmek: Ağabeylerin önceden belirlenmiş insanlara yakınlık göstererek, arkadaş olarak onları çeşitli yollarla Fethullahçılığa dâhil etmesidir. Bu yollar ilgilenilen kişiye, yere ve zamana göre faklılık gösterir. Diğer adı “kafalamak”tır.

Hizmet: Özelinde Fethullahçılığın, genelinde Nurculuğun cemaat içindeki adı.

Dershane: Fethullahçı yapılanmanın evleri. Buralar dışarıya “üniversiteli talebelerin kaldığı evler” olarak tanıtılır. Diğer adları Işık Evi ya da Nur Evi’dir. Kaynağını sahabe devrindeki İbn-i Erkan evlerinden aldığı söylenir. Fethullah Gülen’e göre kapılarına kilit vurulmuş zaviyelerin, kışlaların, tekkelerin görevini yapan evlerdir. Bu evlere giriş ve çıkışlar mümkün olduğunca gizlilik içinde yapılır. Işık evlerinden sorumlu bir ev imamı vardır. Bu imamlar 6 ayda veya 1 yılda değişir. Evin maddi girdisi ve çıktısıyla ilgilenir yukarıdaki imamlara rapor verir. Bu evlerde genelde 4-5 kişi yaşar. Umumiyetle kiralanır. Fethullah Gülen’e göre bu evler Işık Süvarilerinin Kışlaları’dır. Fethullah Gülen bu evlerde yetişmeden, sabırla pişip ol¬gunlaşmadan yapılan her işin “ham hayal” olduğunu savunur.

İaşe: Evlerin giderleri için toplan para.

Hocaefendi: Fethullah Gülen. “Amerika’daki mübarek zat” da denir. Kesinlikle adı-soyadı ile hitab edilmez. Bu büyük saygısızlık kabul edilir. Eskiden kullandığı takma adları Abdülfettah Şahin ve Hikmet Işık’tır. Altında üç yıldız ( * * * ) olan yazılar da kendisine aittir.

Üstad: Bediüzzaman Said Nursi.

Büyük Ağabeyler: Adları örgütün alt kadrolarının sık duymadığı fakat üsttekilerin çok iyi bildiği bazı isimlerdir. Başlıcaları: İsmail Büyükçelebi, Latif Erdoğan, Abdullah Aymaz (İsmail Yediler ya da Safvet Senih), Hüseyin Gülerce, Alaaddin Kaya, Ali Bayram, Harun Tokak, Ekrem Dumanlı’dır.

Ders Çalıştırma: Öğrencileri evlere çekmek için başvurulan en temel ve vazgeçilmez yöntem.

Sohbet: Haftada bir, aynı gruptaki, çoğu arkadaş ve birbirini getiren kişilerin evlerde toplanarak bir vaiz eşliğinde dini, güncel, politik konuları daha çok monolog olarak tartışmasıdır. Yarım saat ile bir saat arasında, genellikle Fethullah Gülen’in kitaplarından parçalar okuyan “sohbet abisi” sohbetin bitiminde katılanların birbiri ile kaynaşması için şakalar, takılma yollu münasebetler kurar. Daha sonra çay içilir, futbol ve malayani başka konular etrafında ortama şerbet verilir. Toplantının kod adı “çay içmek”tir.

İstişare: Sohbette istenilen verimi sağlayan kişiler bir üst kurul olan ve yine haftada bir toplanan bu toplantılara çağırılır. Kimin kaç kişi daha getireceğinden, getirilen arkadaşların ilerleme seviyesine, burada bulunmayan kişilere nasıl davranılması gerektiğine kadar “istişare abisi”nin açık açık anlattığı yerdir. Ciddi bir ortamdır. Bir üst birimden gelen emirler buradaki insanlara aktarılır ve haftaya kadar bunları yapması istenir.

Tedbir: Cemaate zarar gelmesini engelleyici her tülü yol. Ortamın bir savaş ortamı olduğu vurgusu sık sık yapılır. Bu sebeple cemaat üyeleri “hile mübahtır” felsefesiyle hareket ederler. Bu doğrultuda gerekiyorsa yalan söyleme dâhil her yol açıktır. Evlerden teker teker çıkmaktan, kitapları insanlar fark etmesin diye ciltlemeye, gerekirse en usturuplu yalanları söylemeye kadar her şey “tedbir dairesi” içinde mütalaa edilebilir.

Maç: Aynı sohbet grubundaki kişilerin kaynaşması amacıyla yapılan halı saha maçlarıdır. Haftada bir yapılır.

Gezi: İstişarelerde yukarıdan verilen emirler doğrultusunda bazen orman içine, bazen deniz kenarına, bazen tarihi yerlere, bazen de hamam veya uzaktaki bir lokantaya yapılan toplu gezilerdir.

Keyfiyet: Sohbet abisi ya da istişare abisinin grubundan istediği haftalık yapılacaklar listesidir. Listede oruç tutmak, Hocaefendi kitaplarından en az belli sayıda sayfa okumak, Risalelerden en azı belirlenmiş sayfalar okumak, Kuran-ı Kerim’den yine en azı önceden belirlenmiş sayfalar okumak gibi manevi sayılabilecek işler yanında maddi faaliyetlere de yer verilir. Bunlar ise Sızıntı abonesi yapmak, Zaman abonesi yapmak, Fethullah Gülen’in kaset ve kitaplarını ücretsiz olarak eşe dosta dağıtmak gibi faaliyetlerdir. Verilen bir nevi çeteledir.

Risale: Risale-i Nur’un kısaltmasıdır. “Kırmızı kitap” da denir.

Müspet: Kelime, Fethullahçı bir zihnin kafasındaki kesin ayrımı ifade eder. Buna göre; Fethullahçı olan herkes müspettir. Ayrıca geniş dairede, ağabeylerden gelen(yani Fethullah’tan) bilgiler ve yönlendirmeler doğrultusunda başka cemaatlere mensup kişiler de bu tanımlamaya zaman zaman girer. Ama burada önemli olan müspet olmayanların durumudur. Onlar “solcu, komünist, kom…” gibi tanımlamalarla müspet kimselerden kesin bir ayrımla ayrılırlar. Bu ayrım siyahla beyaz kadar nettir.

Solcu: Müspet kelimesinin karşıt anlamlısıdır. Eğer bir kişi bu tanımlamaya girmişse ona karşı tüm örgüt ortak bir tavır takınır. Bilenler bilmeyenlere bu bilgiyi(tanımlamayı) derhal iletirler. Örgüt, bu yaftayı yapıştırdığı insanlarla en hafifinden ilişkisini keser, ilerisinde ise akla hayale gelmedik yöntemlerle o kişiyi tüketmeye, bitirmeye, silmeye çalışır. Tabirin eş anlamlıları; komünist, kom gibi kelimelerdir.

Esnaf Ağabey: Okumayan, daha çok küçük ya da orta ölçekteki işyeri sahibi sohbetlere devam eden kişi.

Mütevelli Ağabey: Esnaf Ağabey’in istişarelere katılmaya hak kazanmış ve sorumluluk yüklenmiş, bu anlamda “işi bilen” sınıfına yükselmiş hali. Para ve her türlü maddi-manevi desteğini esirgemeyecek hale getirilmiş insan.

Gazete: Zaman Gazetesi. Örgütün temel yayın organı. Tirajının cemaat içinde ayrı bir önemi vardır.

Sızıntı: Dergi faaliyetlerinin en önemli sac ayağı. İsteyen istemeyen, abone olan olmayan, herkese ama herkese ulaştırılması istenir. Yılbaşına yakın abonelik koçanları gelir. Herkesin sayısı bazen binlere varabilecek şekilde abone kazandırması beklenir.

İmam: Faaliyetlerden sorumlu kişi. Yetki alanı bir üstü tarafından belirlenmiş yürütme işinin temel birimi. Her evden sorumlu olan kişi bir “ev imamı”dır. Yine her “semt”den, her “bölge”den, her büyük bölgeden, her okuldan, her devlet dairesinden, her istişareden, her sohbetten sorumlu olan bir “imam” mutlaka vardır.

Kolejler: Fethullahçı özel okullardır. Cemaat içindeki insanlardan çocuklarını buralara göndermeleri özellikle istenir. Hatta okulların tanıtım faaliyetlerine katılmaları beklenir. Bu okullardan “bazıları”: Nilüfer, Fatih, Samanyolu, Yamanlar ve Serhat kolejleridir.

Müceddit: Peygamberden sonra her asırda geldiğine inanılan din âlimi. Said Nursi’nin mücedditliği tartışılmaz bir hakikat olarak evlere gelenlere anlatılır. Fethullah Gülen’in de böyle olduğu da bazen gizli, bazen de açıkça vurgulanır.

Hidayet: Fethullahçılığa erenlere, durumu kabul edip itaat edenlere yakıştırılan, anlamına bu yönde özel bir anlam yüklenmiş bir sıfattır. Bu özel yüklenen anlam, gerçek anlamının ötesinde psikolojik olarak kalıntı bırakma ve çağrışım yoluyla kafaların elde edilmesinde kullanılır. Bir kişiden nefret bile edilse “Allah hidayete erdirsin” denilerek bilinçli ve son derece ince bir hesap güdülerek bir anlamda ilk tohumlar atılır. Bu, insanların düşmandansa en azından sempatizan ya da etkisiz eleman olarak kalmalarına da bir kapı açmaktır.

İrtibat: Dar anlamıyla Fethullahçı olan herkesin düzenli olarak birbiri ile irtibatta olması beklenir. Sohbetler, istişareler, maçlar, geziler hep bu amaçladır. Ağabeyler ve ablalar ilgilendikleri kişilerin evlerine, iş yerlerine sık olmasa da ziyaretler gerçekleştirirler. Telefon açmalar, kısa mesajlar, e-mailler ile hep hatırda tutuldukları vurgulanır. Bu anlamda örgüt kişileri çok zor gözden çıkarır. Hele o kişi örgütün ilerlemesi için gerekli olan para, maddi- manevi güç, başarı gibi vasıflara haiz ise irtibat asla koparılmak istenmez. Bu kelimenin geniş anlamı da herkesle olan münasebetleri işaret eder. Herkesle bir gün faydalanmak gerekçesiyle iyi ilişkiler kurulur.

Şer Odakları: Bunların en başında Türk Silahlı Kuvvetleri gelir. Daha sonra o günün şartlarına göre Fethullahçılıkla uğraşan gerçek ve tüzel kişilerin tamamı bu sınıflamaya girer. Tabirin eş anlamlıları “solcu, komünist” ve duruma göre de “ateist”dir. Kamuoyunda da “bizimle komünistler uğraşır ancak” diye toplu şartlandırmalar yapılır.

Beton Kemal: Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya takılan adlardan biri. Diğerleri de “Musti, Kefere, Deccal, Öküz Aleyhisselam, Öküz Kemal, Kemal Ağa”dır.

İlim: Bilinen manadaki bilimden farklıdır. İnsanı Allah’ı bilmeye, tanımaya götüren pozitivist olmayan bilgidir. Fethullahçılara göre bilim yanılır ama ilim asla yanılmaz.

Maklube: Fethullahçıların özel yemeği. Tencerede pişirilir. Katmanlar halinde pirinç pilavı, patates ve et ile yapılıp tencerenin bir tepsiye ters çevrilmesiyle devam edilir. Ortasında bu yemek bulunan tepsinin kenarlarına doğru, ışınsal şekilde yoğurt ve salata eklenip tekrarlanarak servis edilir. Yemeğin içine konan 2 ya da 3 adet nohut tanesinin kime çıktığına bakılarak “Güllüoğlu”ndan tatlı ısmarlaması beklenir. Anlaşılacağı gibi kaynaştırıcı ve paylaşımı ön plana çıkaran bir nevi merasimdir.

Himmet: Toplu para toplama merasimi. Genellikle ABD’den gelen ve ayağının tozuyla sohbet veren bir “önemli abi”nin vaizliğinde gerçekleşen “dokunaklı ve gözyaşı yüklü” bir sohbet sonrası katılımcılardan herhangi bir makbuz, belge karşılığı olmaksızın para toplandığı törenvari toplantılar. Bu toplantılarda gelecek dönemde verilecek paraların da sözü alınır.

TÖV: Örgütün yayınevlerinden birinin adıdır. “TÖV’den okumak ya da TÖV okumak” diye bahsedilen ise Fethullah Gülen’in kitaplarını okumaktır.

Gönül Eri: Fethullah Gülen’in “ağabey” tanımıdır. “Muhabbet fedaisi, kalp insanı, hizmet eri, ışık eri, ışık süvarisi” gibi başka tanımlamaları da hep bu kişileri işaret eder.

Altın Nesil: Fethullah Gülen’in tasvirlerinde “bir eli Kuran’da, bir eli bilgisayarda olan” diye de bahsettiği, kendisinin izinde yürüyen ağabeyler-ablalar topluluğu. Diğer adı “Beklenen Nesil”dir.

Başyüceler: Fethullah Gülen’in “en iyi gönül eri” tanımına girenler.

Talihsiz Dönem:
Fethullah Gülen’in Cumhuriyet Türkiye’sine taktığı isimlerden biridir. Diğerlerini de “karanlık ya da upuzun hicranlı dönem” diye kitaplarında bol bol kullanır.

Karşı Cephe: Fethullah Gülen’in önceleri laik kesim için kullandığı, şimdilerde kendisine karşı olan herkesi dâhil ettiği insanlardır. Sık sık aynı anlamlı olarak “hasım cephe” tanımını da kullanır.

Karşı Cepheye Aksiyoner Tavır Almamak: Bu cümle çok önemlidir. Çünkü Fethullah Gülen’in burada 1950’li yıllara atıfta bulunarak Said-i Nursi’yi “karşı cepheye aksiyoner tavır almamak” gerekçesiyle üstü kapalı eleştirir. “…50’li yıllardan bu yana tam 40–45 yıl geçmiştir. O dönemde, 10 yaşında olanlar, şayet mevsimi geldiğinde üniversite okusalardı, şimdi zirvelerde ya da zirveleri zorlayan konumlarda olacaklardı. 20 yaşında olanlar 60–65 yaşında olacaklardı ki bu da onların başbakanlar, reis-i cumhurlar seviyesinde en olgun dönemlerini yaşıyor olmaları demekti” ifadesi ile devleti diğer önemli mevkileriyle en üst düzeyde ele geçirmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır.

Maarif: Fethullah Gülen’in çok önem verdiği Milli Eğitim Teşkilatı. Fethullah Gülen burayı ele geçirilmesi ve elde tutulması çok önemli kalelerden biri olarak sayar.

Mabede Giden Yolların Kapatıldığı Zaman Dilimi: Fethullah Gülen’in Atatürk ve İsmet İnönü dönemini kastettiği zaman aralığı.

Makam Ve Mevki: Fethullah Gülen’in başta devlet kademeleri olmak üzere öncelikli hedefidir. Bu bir ilk hedeftir. Tamamı tüm devleti, tüm kurumları, tüm dış devletleri ve dünyayı ele geçirmektir. Buna göre; makamlar öncelikli, kişiler ikinci plandadır. Bu nedenle kişiler makamlara tercih edilmekte ve gerekirse ya da herhangi bir nedenle güç durumda kalındığında kişiler feda edilerek yerlerine hazır tutulan kendilerinden olan kişilerin getirilmesi için yoğun çaba sarf edilmektedir. Mümkün olmaması halinde mevcut bürokrat ya da siyasetçilere hoş görünmek suretiyle kendi tabirleriyle ‘Kullanabildiğin sürece ya da sana zarar vermeyecekse istifade et’ taktiği ile yönetim kademelerini kontrol altında tutmaya çalışmaktadırlar.

Kandan İrinden Deryaları Geçmek: Fethullah Gülen’in yazılarında ve vaazlarında sık sık kullandığı bu tabir adeta bir slogandır. Tam cümle şudur “Hizmet insanı gönül verdiği dava uğrunda; kandan, irinden dar yolları, deryaları geçip gitmeye azimli ve kararlı; varıp hedefine ulaştığında da sahibine verecek kadar olgun ve yüce yaratıcıya edepli ve saygılı, muvaffakiyetinden ötürü alkışlayacağı kimseleri de putlaştırmayacaktır”. Görüldüğü gibi hem mücadelenin tarzını anlatmakta, hem de lidere tabi olmak suretiyle ondan “irşad” ve emir beklemeyi telkin ettiği açıkça ortadadır.

İrşad: Adam kafalamanın, ilgilenmenin en kibar ve akademik söylemidir. Burada da sözcüğe asıl anlamının üstünde özel bir anlam yüklenmiştir. Kastedilen “irşad” şahısların Fethullahçılık yoluna yöneltilmeleridir.

Tebliğ: İrşad gibi anlamına ek bir anlam yükleyerek kullanılan bir diğer tabirdir. Burada da ek anlam gerçek anlamın ötesindedir. Yani kastedilen Fethullah Gülen’in mesajının duyurulmasıdır. Bu anlamda insanları Fethullahçılığa davettir.

Tesbihat: Vakit namazlarından sonra toplu olarak yapılan zikir ve dualardır. Cemaat içinde bunları ezbere bilmenin ayrı bir yeri vardır. Şakirtlikte ilerleyenlerin bunu ezbere bilmesi beklenir.

Şefkat Tokadı: Fethullahçı yapılanma içinde verilecek her türlü tavizin önüne geçmek için kullanılır. Buna göre Fethullahçılık faaliyetlerinde her türlü ihmal, verilen görevi savsaklama, başkaldırma durumlarında Allah uyarı olsun diye kulunu geçici bir süreliğine cezalandırır. Kişiden de bu mesajı alması ve haline çekidüzen vermesi beklenir. Fethullah Gülen bu durumu “Kutlu Nebi’nin davasına gönül vermiş zamanımızdaki hakikat yolcuları için de şefkat tokatları her zaman söz konusudur. Zamanımızda ise bu kudsî hamûleyi üzerine alanlar, bu nimetin şuurunda olarak, insanlık adına yaptıkları vazifelerinde ülfet, ünsiyet ve ihmale katiyen yer vermemelidirler. Aksi takdirde şefkat tokatlarının gelmesi kaçınılmaz olur.” şeklinde anlatır.

Allah Nurunu Tamamlayacaktır: Cümle bir Ayet-i Kerime’den alıntıdır(Saf 61/8). Tam şekli “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek isterler. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” halindedir. Fethullah Örgütlenmesi morali bozulan elemanlarına ümit aşılamak ve davalarının ne kadar hak bir yol olduğunu anlatmak için sık sık bu ifadeyi telkin eder. Burada amaç “Siz Fethullahçılığa devam edin, gerisini merak etmeyin.” fikrini zihinlere yerleştirmektir.

Teheccüd: Gece uykudan kalkılarak kılınan namazdır. Bu konu ayrı bir önem arz eder. Evlerde bir gün bile kalınsa “teheccüd”e kalkılması misafirlerden çoğu zaman beklenen bir şeydir. Evlerde her gün kalkılmamasına rağmen, misafir olarak kalındığında çoğu zaman gece ibadetine kaldırılırsınız.

Kavmiyet Fikri: Bu deyiş kapalı olarak Türk milliyetçiliğini işaret eder. Milliyetçiliğin her türlüsü, ki buna Atatürk ilkelerinden biri olanı da dâhildir, nefretle karşılanır. Mücadele edilmesi gereken temel fikirlerden biri olarak telakki edilir. Ama gerektiğinde en öde giden milliyetçiler de yine Fethullahçılar olur. Fethullah Gülen bir anda karşımıza bayrağımızı dünyanın dört bir yanında dalgalandıran, Türkçenin tüm dünyada konuşulmasını sağlayan, Türkiye ve Türklük için ömrünü feda etmeye hazır, ölse bile bu topraklara gömülmek isteyen milli ve ulusalcı bir şahsiyet olarak çıkar.

Hicret: Fethullah Gülen’in yeni anlam yüklediği kavramlardan biri daha. Kavram Fethullah Gülen’in Amerika’ya gidişinden sonra çıkarılmıştır. Dinin Türkiye sınırları içinde rahatça yaşanamadığı, yayılamadığı bu sebeple başta Amerika olmak üzere çeşitli ülkelere göç etmek gerektiği mesajına dayanır. Gidilen ülkelerde çevreye karşı nasıl tavır alınacağı, neler yapılacağı, hepsi önceden kararlaştırılmıştır.

Amerika: Fethullah Gülen’e bağrını açmış bu toprakların örgüt içinde başka ve özel bir anlamı vardır. Fethullah Gülen’in “buralara gelin” çağrısıyla adeta ABD’ye gitmek en kutsal yerlere gitmek kadar önemlidir. Zaman gazetesinde, 4 Eylül 1997 tarihinde “İnanmış bir insanin Batı karşısında, Batı’yla entegrasyon karşısında, Amerika’yla entegrasyon karşısında olması katiyen düşünülemez” şeklinde batı dünyasına nasıl tavır alınması gerektiği konusundaki söylemini tamamlayan şu sözleri de niyet belirtmesi açısından oldukça açıklayıcıdır “Amerikalılar istemezlerse kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar. Şimdi bazı gönüllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, Amerika ile çatıştığınız surece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz”. Ayrıca Fethullah Gülen’in “Dünya Gemisinin kaptanı” olarak nitelediği ABD’yle asla ters düşülmemesi gerektiğini de sık sık vurgular.

Hoşgörü-Diyalog-Huzur İklimi: Bu tabirler Fethullah Gülen’in örgütü dışarıya tanıtmak için kullandığı ve kullanılmasını istediği bir nevi ambalaj laflardır. Bu aynı zamanda örgütün çoğu kuruluşunda sloganlaşmış, amblemleşmiş bir felsefenin de çekirdeğini oluşturur. Bu felsefe diğer insanları mümkün olduğunca ürkütmemek, düşman kazanmamaktan başlayıp insanlardan cemaat için kazanılacak en üst faydalara kadar giden yolu gösterir. Örgütün temel savunma mekanizması ılımlı İslam üzerinde durur. Örgüt kendini “Türkiye’nin adını duyuran, çocukları ve gençleri uyuşturucu, alkol gibi kötü alışkanlıklara düşmekten kurtaran, insanlara Allah sevgisi, iman aşılayan, radikal Müslümanlığın alternatifi” olarak tanıtmaktadır. Örgüt kendini asla “örgüt, tarikat, Fethullahçı” olarak tanıtmaz. Bir “gönüllüler hareketi, Asrın Dertli İnsanı’nın tavsiyelerini dinleyen yüce mefkûre insanları, Hocaefendi’nin irşadıyla hareket eden yüksek kametler” gibi tanımlamalar yapar. Tanımlardan da anlaşılacağı gibi bu izahların da hepsi Fethullah Gülen’e aittir.

Bazı Özel Kitaplar Ve İşlevleri:

Kendini Arayan Adam(Halit Ertuğrul): Genellikle mütedeyyin olan ve Fethullahçılığa girmesi muhtemel herkese dağıtılan bir “ilk kitaptır”.

Düşün, Anla Ve Ağla(Vehbi Yıldız):
“İkinci seviye” bir kitaptır. İlki kadar muteber değildir. İlkinden sonra gelen tepkiye bağlı olarak kitap yelpazesi de çeşitlenir.

Öğretmenin Not Defteri: Genelde ortaokul öğrencilerine yönelik bir ilk kitaptır.

Küçük Sözler(Said Nursi): Risale okumalarına başlangıç kitabıdır.

Gençlik Rehberi(Said Nursi): İkinci okunacak risaledir ve daha çok 25 yaş altına hitab eder.

İrşad Ekseni(Vehbi Yıldız): Adam kafalamanın tüm kurallarının ve yöntemlerinin sistematik biçimde anlatıldığı profesyonelleşmiş şakirt kitabıdır.

Küçük Dünyam(Latif Erdoğan): Fethullah Gülen’in Latif Erdoğan’a yazdırdığı ve AD yayıncılıktan bastırdığı kitaptır. Kitabın özelliği Fethullahçıların yurtlarda, evlerde, üniversiteye hazırlık dershanelerinde bu kitapla imtihan edilmeleridir. Düzenlenen yarışmada “ilgili abi” yarışma sonucunda kazanana küçük bir hediye de verir.

Fethullah Gülen Kitapları: Ne kadar okunsa az gelen temel eserlerdir. Fethullah Gülen’in kendisinin bile “Asrın Getirdiği Tereddütler” serisini 98 kere okuduğu söylenir.

F. Gülen Hakkında Yazılan Kitaplar: Bunlar genellikle koliler halinde, hatta tonlarla ifade edilecek şekilde evlere gelir ve parasız olarak dağıtılması istenir. Bunlar o kadar çoktur ki dağıtılsa bile yine onlarca belki yüzlerce elde kalır. Tamamın farklı insanlara dağıtılması seneleri alır.

Kaynak: http://www.nurettinveren.net/modules/news/article.php?storyid=212

35 Yanıt

  1. selmün aleyküm hoca efendimiz tam düzenini kurmuş böle düzen kuracak başka inan tanırmıssınız allah razı olsun bize dini öğrettiği için bu devir de bu zeka kimsede bulunmaz yaptıklarının hepsine de tşk ederim buna inanmayacağız da gidip milliyetçi açık saçık insanlara mı inanacağız açık saçık insanların halini görüyoruz öle olmasını istersiniz dine itaat etmek varken neden dünya zevkine sırf ben özgür olayım diye dini hoca efenddimiz dinliği allahı inkar ete acıyorum avllah bu insanlara…. hiç kimse kimsei değiştiremez değiştirecek olna kendisidir ….

  2. Yanlış
    İrşad Ekseni(Vehbi Yıldız) değil Hocaefendi nin kitabıdır. Öyle heryerden kopyalarsan olacağı bu. Nurettin Veren in sitesine girdiğin kadar herkul.org ada girir bamteli bölümündeki arşivleri dinlesen belki biraz düzelirsin. Tabi Kalbin biraz da olsun Hakk’a ve Hakikate Açıksa… Hernekadar sevdiğim insan olan hocaefendi aleyhinde yazıp çizsen de, kesip yapıştırsanda sana hoşçakal demek istiyorum. çünkü hizmette kötülemek yoktur. herkese sevgi dağıtmak vardır. neyse hoşçakalınız

    • Siz Allah(c.c.)’un kitabı dururken Fethullah Gülen’in uydurduğu kitaplara uyduğunuz için sonunuz Allah(c.c.)’un laneti üzerinize olacak. Bi kere o cemaatte parasız pulsuz adamın işi yok. Sistem hep cemaatin zenginliğine zenginlik katıp devleti ele geçirmesi üzerine kurulmuş. Allah(c.c.) Fethullahçıları ıslah etsin.

  3. Arkadaşlar sureti-haktan maskelerle dinimizi çökertmeye ve dinine ilgisi olan kişileri saçma sapan hurafeler dolu yollara çekmeye çalışan içlerindeki maalesef çok az sayıda samimi müslümanın arkasına saklanıp,aslında yahudi olduğunu iddia eden fakat yahudi şeriatlarınada uymamaları nedeniyle kafir olarak ilan ettikleri ve adam yerine bile koymadığı kişlerinde perde arkasına saklandığı bu oluşumu iyi tanımalıyız.Bunlar kendilerine abi adını takılan kişilerin emirlerine sorgusuz,kayıtsız ve şartsız uyarlar.Bu adamların emirleri Allahın emirleri ile çelişkili olabilse dahi, önce abi denilenin emrini yerine getirmeyi ve bundan başka bir şey düşünmemeyi davaya hizmet olarak algılarlar.Düşünebiliyormusunuz dava dedikleri ucubenin nasıl bir şey olabileceğini,kendileri zafere ulaşıncaya kadar sahtekarlığın her türlüsü serbestmiş,bir yerlerden peydahladıkları müslüman kisvesindeki yahudi dönmeleri gerekli fetvayı zaten bir güzel çıkarmıştır.Bunların bir kısımı imkansızlıktan diğer bir kısımı gidecek başka kapı bulamadığından kimide tembel olup üçbeş atraksiyonla parsayı toplamak amacıyla bütün bunların tamamen sahtekarlık tiyatrosu kumpanyası olduğunu bile bile bu oyunda oynar zaten hesap günü diye bir düşüncesi yoktur.Bir de beyni yıkanarak bu sahtekarlık tiyatrosunu hak davası olarak düşünenler var,bunlar nasıl bir felakete sürüklendiğinden haberleride yok zavallıların.Bunların aslında Atatürkle de bir işleri yoktur hatta bazen suni gündemleri kendileri çıkarırlar ki,onlar asıl hedeflerine ulaşmak için her türlü hile ve desiseyle uğraşırken bizlerde böyle yapay mevzularla oyalanalım ki,kalpazanlıklarının farkına varamayalım. Arkadaşlar bunlar ülkemizdeki bazı siyasetçilerin çok yaşlanmış olduğundan kimlerin en kısa zamanda siyaseti bırakmaları gerektiği konusuna kadar beş para etmez akıllarıyla sanki kendilerinden akıl soran varmış gibi sapık saçma,bol keseden akıl dağıtırlar.Fakat, amerikadaki kaç yaşında olduğunu bilmediğim, ama gene de kendisinin yaşına saygı duyduğumuz kişininde mehdi olduğuna inanır ve bizim gibi haricilerdende gizlerler ki, buda davaya hizmettir.Arkadaşlar bunların nasıl bir yapılanma olduğunu bilelim,bilmeyenlere bildirelim ki,aklısıra din adına iş yaptığını zanneden bir takım zevatın,binlerce PKK’dan bile daha şiddetli olması muhtemel tehlikelerinin ortasına düşmeyelim.

  4. bu yazıyı yazan insan değil sen millete laf atmayı bırakıp kendi müslümanlığına bakar mısın lütfen terbiyesiz bir daha yazını göreyim seni bulurum o pis nefesini keserim ………………..KORK BENDEN…….

    • nefesini keserim 🙂
      madem bu kadar önem weriosun dinine adam mı öldürücen
      hz ali bile savaşta adam yüzüne tükürüo die öldürmüo
      biliosundur kesin kendi nefsi için öldürürüm die korkuo
      sen de çıkmışsı n şimdi konuşuon teeee zaaa:)

  5. ulkuturksoy, SEN KİM OLUYON SEN KİME NE DİYON ANLAT DERDİNİ

  6. […] […]

  7. yaw sen ne yazmışsın yaw böle
    bnde bunların okulundayım :))
    hepsi dogru
    yapmadıgım kalmadı atmıolar okuldan yaw

    burslu geldik ha bire para istiolar okuldan gidersem anasını satım yaw

  8. seni onun yüzüne gurban ederim ermeni tohumu sen o mübareğin yüzünü gördünmü la böyle konuşuyorsun o senin gibilerin üstesinden gelmekle ömrünü tamamlamış bi zat tamammı la dürzü

  9. 2 sene fem dershanesine gittim..yurtlarında kaldım..tamam yazar çok iyi araştırmış..yukardaki tüm terimler kullanılıyor..çünkü tüm sohbetlere katıldım abiler falan maklübe çok çok yedim…işte hizmet falan çok fazla anlatıldı..ama bazıları cemmat isminin ardına sıgınıp çok torpil buluyor..bol dolandırıcılık yapıyor..yani cemmatin tababnında çok çatlak var…yani tam şakitler var ama uyanık da çok..fakat feytullah gülen in amerika için çalıştıgı saçma geliyor…ama feytullah gülenin amacı gerçektende türkiyenin tüm kadrolarını hatta tüm dünyayı sadece kendi cemmatine çevirmek…belkide üstüne ilahi bir fazife olarak görüyordur bilemem..belkide olması gerekeni yapıyor..ama cemmatlerden herzaman uzan duracaksın arkadaş..yani onların faydası dokunana kadar kullan taktigi varya sende faydalanana kadar onların imkanlarını kullan….ama ben demiyorum ki onların yanında dindar görün çık dışarı vur patlasın çal oynasın..herkesin öteki tarafta verecegi bir hesap var….ama cemaat çi olmak farklı bir konu….türkiyedeki kadrolaşmalarına karşıyım..ama afrikada asyada tüm yaptıklarını desteklerim…çünkü bunu fransız alman ingiliz amerikan misyoner okullarıda yapıyor..hatta onlar çok tehlikeli tam bir devlet destegiyle açılan okullar…sonra gelecegin amerikan sempatizanları..keşke afrikada 5 katı fazla gülen cemmati okulu olsa..yada asyada..fakat türkiyede kamuda kadrolaşma biribirine hak etmedigi halde destek vermeleri çirkin şeyler..Allah bunu da sorar onlara..HZ.Muhammed S.A.V bile kabenin anahtarını ayet indikten sonra bir gayri müslime götürülmesini söylemişti..çünkü emaneti ehline verin diye bir ayet inmişti…

    • Pokomon demissinki “belkide olması gerekeni yapıyor..ama cemmatlerden herzaman uzan duracaksın arkadaş..yani onların faydası dokunana kadar kullan taktigi varya sende faydalanana kadar onların imkanlarını kullan….ama ben demiyorum ki onların yanında dindar görün çık dışarı vur patlasın çal oynasın..herkesin öteki tarafta verecegi bir hesap var….” Bunlardan hesaba cekilmeyecekmisin yani. Bazi seyleri idrak etmissin ancak yari yolda birakmissin.Vicdanina bir sor su yazdiklarini. Sen ki bazi seyleri yasamis samimi,icten birine benziyorsun ama yazdiklarin yakismamis.

  10. ha bide şöyle bir olay var….şeyh uçmaz mürit uçurur…bazen harbidende uçurmaya çalışıyolar..

  11. Oh be sukur sonunda bizim milletden de boyle sifreli falan durumlar olmus

    Da Vinci Code gibi cok guzel…hemen katilalim sifreleri anliyalim 🙂

  12. ….DOSTLAR sifrenin aslini cozmemiz gerek yoksa olmuyacak….
    simdi bunlar okullarda hep en iyi notlari aliyorlar, kopya cekmiyorlar hep islerini en iyi sekilde yapmaya calisiyorlar hatta calismanin ibadet oldugunu iddia ederek herkesin yaptigi isini en iyi sekilde yapmasi gerektigini dogrusunun bu oldugunu inandirmaya calisiyorlar…

    …cok uyuz oluyorum bu cemaate onlar nasil boyle imtihanlarda hep iyi notlar aliyorlar…yokmu bunun bir cozumu, bu adamlar hic mi tembellik etmezler uyuzluk etmezler …
    boyle giderlerse yakinda Almanya’ya bile disiplinli insan olma konusunda ders verir bu adamlar ve sasirmayin sakin, boyle uluslararisi arenalarda yabancilara basarili olmanin yollarini ogretirler…bizse hala bu sitelerde karsilikli o kotuu cunkuuu hmm bilmemmm kotuu istee vs. diye omrumuz gecicek  arkadaslar ne yapmali yaa …

  13. En iyisi hiçbir yere bağlı kalmadan yaşamak yani kuranı öğren oku namaz kıl yanidinin gereğince yaşa gerisi boş.Lütfen fetullah savunucuları fetullah güleni peygamber olarak kabul ettiniz resmen ne zaman sohbet olsa fetullah gülen videosu olacak.Kitap okuma kampı yapıyolar kesinlikle ya risale okuyacaksın yada pırlanta yani hocaefendi kitapları boşuna konuşup kendinizi yormayın lütfen.

  14. Sen fethullah hocan’in niye gelmedigini bilmiyon mu ? Politikandan hiç mi haberin yok ? Hoca Efendinin gelmeme nedeni askeriyenin yuzunden…
    Adam herseyi allah rizasi için yapiyor tek geliri yazdigi kitaplar. Agabeyler verdikleri parayi bile himmetine veriyor. Adam kime ne zarari var ? Saatlerce kitap okur, sohbet verir, namaz kilar, zaten hasta hizmetin dertleriyle ugrasmaktan. Senin derdin ne ? Islami niye kotuluyorsun. Size bir kotulugu var mi ? Onlar senle ugrasmaz ki ! Deymesin ! Sende onlar’la ugrasma.
    Sen dershanelerde kalan cocuk, kotu ne yaptilar ? Hap mi icirdiler, iskence mi yaptilar, dovduler mi ? Insaf li olun biraz yah ! Terbiyesiz !

  15. Iyiki bu cemaatle tanismisim. Hayata bakisim Degisti… Tamam size göre biraz Paracilar,, ama yapilan Islerde ona göre.. Sikissalar onlara Evimi bile Devir ederim. Üstelik : Kizimi onlarda oldugu süre icim okadar rahatki.. Aksamlari ne yaptigini bile düsünmüyorum. Bu güvenci baska birisi veremez..

  16. yorum sizden.

  17. Diyalog bir saçmalıktır. Fethullah gülen islam önderleri hariç tüm ecnebilerin liderleriyle çelik çomak oynuyor. İslam alimleriyle bir araya gelmişliği yok! İslam son hak din dir. Kuran-ı Kerim de Allahın kelamı ve müslümanların değişmez,değiştirilemez kitabıdır. Ehli sünnet üzere olmayanlar hatadadır. Diyalog ile tebliğ farklıdır. Diyalog saçmalığı tebliğ görevinin ”t si dahi değildir.. Amerikalarda durmakla hocalık olmaz. Said Nursi Hz.leri ülkenin çeşitli yerlerine sürüldüğü halde islamı anlatmaktan vazgeçmemiş ve ülkesini terk etmekten kaçınmıştır. Ecnebi topraklarda alim olunmaz. Bu cemaat tamamen ticari bir kurum olmuştur. Ülkemizdeki hatırı sayılır bir kesim şirket,firma ve orta ölçekli esnafın cemaatin izinden giderek sermayelerine sermaye katmıştır..Akp nin seçilmesinde büyük çoğunluğu oluşturan bu cemaat aynı zamanda hükümetin üzerinde baskı oluşturuyor. Hükümet Cemaatin çıkarları doğrultusunda çalışmalar yapıyor..

  18. Günah işleyen müslümana kâfir denmez. Çünkü Ehl-i sünnete göre, bir insan günah işlemekle kâfir olmaz. Bid’at fırkaları, günah işleyene, kendileri gibi düşünmeyen müslümanlara kâfir demek sapıklığında bulunmuşlardır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Mümine kâfir diyenin, kendisi kâfir olur.) [Buhari]

    Müslümanım diyen, kelime-i şehadet söyleyen kimseye kâfir denmez. Bir savaşta, kelime-i şehadet getiren birisini öldüren kimseye, Resulullah efendimiz, (Kelime-i şehadet söyleyen kimseyi niçin öldürdün?) buyurdu. O da, (Dili ile söylüyordu ama kalbi ile inkâr ediyordu dedi. (Kalbini yarıp da baktın mı?) diyerek onu tekdir buyurdu.)

    Onun için mümine kâfir demekten ona lanet etmekten sakınmalıdır! Lanet, sahibine döner. Hadis-i şerifte, (Kul, lanet ettiği zaman, lanet edilen buna müstahak değilse, kendine döner) buyuruldu. (Beyheki)

    kişi bilmediğinin düşmanıdır. müslüman elinden ve dilinden insanların emin olduğu kişidir. o yüzden müslümanım diyen biri tanımadığı biri hakkında özellikle böyle hassas konularda dikkat etmelidir. akıllı insan her söyleneni direkt kabul etmez iyice araştırmak gerek. bu ülkede ne zaman biri iyi bir şey yapsa hemen yahudi, ermeni, dinsiz gibi ithamlarla karşılaşıyor. bu bir tesadüf değildir. her şeyin en iyisini ALLAH bilir. siz fethullah hocayla sohbet mi ettiniz, sofrasında mı oturdunuz birlikte birkaç gün de olsa yaşadınız mı ki yargıda bulunuyorsunuz. tek yaptığınız ordan burdan atılan iftiraları kaynak alıp iftiralara ortak olmak. ben de size yukarıda peygamberimizin sahabeye sorduğu soruyu soruyorum kalbini yarıp da baktınız mı? ki o şöyle o böyle diyorsunuz. yukarıda biri demiş kendini mehdi gösteriyor nerdeyse peygamberliğini ilan edecek eğer sohbetlerini dinlerseniz orda peygamberimize ben kapında kıtmir olmaya layık değilim o bunu bile şeref sayıyor. böyle biri nasıl olur da kendini peygamber görür.

    Ya öğrenen ol veya öğreten ol veya onları seven ol; dördüncüsü olma helak olursun. bu hadisi de dikkate alın madem fethullah hoca dini kullanıyor size soruyorum ömrünü dine adamış birine hakaret etmek dışında siz ne yaptınız. yukarıda birileri demiş ki boşverin bunları gelin kuran etrafında birleşelim güzel diyorsun ama kuran diyor ki

    47:7 – Ey iman edenler! Eğer siz Allah’ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar.
    bu ayet adına sen ne yaptın onu düşün onun ise 50 yi aşkın kitabı var ve hepsi ALLAH’ı peygamberi, kuranı sahabeyi anlatıyor. yani yukarıda ayette geçtiği gibi ALLAH’ın dinine yardım ediyor.
    diyebilirsinsiniz ki bunların hepsini şöhret para aile için yapıyor. ama sadece kitaplarından elde edilen onu çok lüks bir şekilde yaşatmaya yeter bu kadar yorulacağına kitapların parasıyla yaşar aile çoluk çocuk desen o da yok o zaman bu adam bu kadar para varken neden sefahate düşmüyor. 74 yaşına gelmiş bir insan şu ana kadar bunu yapmamış bundan sonra ne diye yapsın. düşünüyorum aynı şartlarda olsam bu şöhret ve bu kadar para bende olsa hafazanallah çok kötü yerlerde harcardım hem parayı hem kendimi. ama o bu yaşına rağmen sadece ALLAH diyor. hem eleştirilecek bunca şey varken neden sadece dindarlara saldırılıyor 1400 yıldır bu böyle. küfür ve iman hep savaş halinde olacak. 1400 yıl önce ALLAH dediği için Bilal kızgın kumların üstüne sırtı çıplak bir şekilde üstüne taş konuyor, kimisi bağlanıp aç bırakılıyordu ve bu sadece ALLAH birdir dedikleri için yapılıyordu onlara. bugüne kadar da ALLAH diyenler hep mahkemelerde sürgünlerde. ama karanlık yavaş yavaş yerini aydınlığa bırakıyor inşallah. ALLAH adını ve dinini haykıranları artırsın inşallah. bunlar sayesinde bugün islam gelişiyor. hidayet ALLAH’tandır.

    3:110 – Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah’a inanırsınız. Kitap ehli de inansaydı kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler de var, ama pek çoğu yoldan çıkmışlardır. RABB’im bizleri bu ayette geçen hayırlı ümmetten eylesin

  19. HER ŞEY ORTADA EĞİTİME BAK…KİM ÜLKEMİN BU KADAR ADINI DÜNYAYA DUYURUYOR…EĞİTİMLİ,AHLAKLI,BİR İNSAN OLSAN SIRF BU YÖNDEN TEŞEKKÜR EDERSİN…AMA NEYSE SENİNDE GÜZEL MARİFETİN VAR…BAKSANA NASILDA BU KADAR İNSANIN GÜNAHINI ÜSTÜNE TOPLUYORSUN ŞEYTAN BİLE SENİN ŞU YAPTIKLARINI YAPAMIYOR…HELAL SENİ YETİŞTİREN ANA BABAYA AHİRETTE TANIŞIRIZ. İNŞALLAH …AMA SENİNLE DÜNYADA KONUŞMAK İSTERİM KARDEŞİM HAKKINI HELAL ET ANA BABANI ARA ONLARDAN DA BENİM ADIMA HELALLİK AL 0535 773 70 14

  20. sen kimsinde hocaefendi ile böyle kkonuşursun o adamım bir şeyini bile dinlemeden konuşuyorsun bunun ne demek olduğunu bilmiyorsun ahirette hocaefendiye söylediğin bu lafları nasıl ödeyeceksin bir şeyi bilmiyorsun ayrıca bu terimleri sen nereden biliyorsun ayrıva hocaefendi bütün ülkelerde allahın adını yaymayı başarmış ve yaymayada devam edecektir bizlerde onun arkasındayız ne dediğini bilmiyen bu densize inanmayın hocaefenndi nin bir vaazını dinlememişsin belliki dinlesen adam olurdun adammısın nasıl hak isteyeceksin ahirette tepene çökecekler bunu yazan parmaklarını görürüz nasıl helalilk isteyeceksin yüzün olacakmı bakalım

  21. Bu blogu her ne kadar karşıt görüş olarak tahrir etsenizde ,Bir çok kişiyi bilgilendirmek açısından önemli bir yazı olmuş .Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla sizde bir dönem hizmet içerisinde yer almışsınız.
    Yazınız müfrit eksiklerle dolu olmasına karşın ön bilgi niteliğinde cemaat hakkında bir şeyler öğrenme adına yararlı olabilir. İsmi geçen şahsıyetler ilmek adına gerçekten büyük hizmetler yapmışlardır.Lakin bu blogu açma gayenize binayen yaptığınız karalama çalışması sonuçsuz kalacaktır. Hizmet misyonu gereği beyinleri yıkamayı değil ,kalpleri aydınlatmayı amaç edinmiştir.

  22. Allah cümlemizi sizin cemaat zırvalarınızdan korusun.

  23. Tüm Nurcu ve Fethullahci Arkadaslara,
    Allah,Kur an ve Peygamber, varmi daha ötesi? nicin kendinizi kandirip Allah,Kuran ve Peygamber ile araniza bazi Sahsiyetleri sokarsiniz,yetmiyormu bu KITAP?

    Amaciniz ne, ben sizden deyilim,bes vakit Namazimi eda edip Allaha dua ediyorum,yolum Hazreti Muhammed yolu. Diyelim bende size katildim Kuran ile aramiza sizin Kitabiniz girecek, Peygamberimiz ilede aramiza Hocaniz girecek.

    Sunu bilin kendinizi kandiriyorsunuz, verdiyiniz Paralarda cebinizde kalsin ve Kitapsa Kuran,yol ise Kainatin Efendisinin yolu yetmiyormu?

    Soruyorum size, su anda benim sizden neyim eksik sizden olmadigim icin?

  24. iyi olan kendi menfaeti için ulkeyı kaosa surukliyemez amerıkada ev alacağina mekede alsaydı bunun için ??? düşünmek lazımalah demekle islamıyet olamaz kalben inanacan bedenen uygulacan faşitlerle işbirliği yapmiyacan

  25. Ben Avusturalya’da Cematin okullarindan mezun oldum, burda dogma buyume birisiyim, hizmet ile ilk defa burada tanistim 15 yasindaydim, yabanci bir okuldan sonra bu okula baslamak benim icin cok degisik geldi, ogretmenler gercekten benimle ilgilendi, oysaki ben asi, okumak istemeyen, aile zoruyla okuyan, hayati toz pembe zanneden bir genc kizdim. Sohbetlere gitmeye basladim, ve benim hayata, insanlara, okumaya ve de dine bakis acim coook degisti! (Abla) dediginiz benim ogretmenimdi, sohbetlerimizi o veriyordu, istedigimiz, kafamiza takilan din, hayat, vb seyler hakkinda her istedigimizi sorup anlata bildigi kadar bize cevaplar verirdi! bu arada ablamizda yani ogretmenim Avusturalyada buyuyen, yetisen be okuyan bir ogretmen. Evet, ileriki yillarimizda dershaneler acildi burada, turkiye’den ve dunyanin dort bir yaninda abiler, ablalar, ve ogretmenlerimiz oldu. Hic birinden bir zarar, veya kotu birsey gormedim, aksine, beni hayata yeniden baglayan, okulu bitirip universiteye gitmemi herzaman desteklediler ve beni surekli motive ettiler. Simdi ben bir ogretmenim! Hoca efendinin okullarindami calisiyorum? evet bazen orada bazen de devlet okullarinda, nerede ihtiyac olursa ogretmene ben oradayim! Yillar boyunca ben hizmetin okulunda okudum, evet maklubede yedim, himmet de verdim, lise son senemde dershanede de kaldim, teheccud namazida kildim, istisarelere de katildim, ablalarimda oldu, teblig hakkindada bilgi edindim! evet ben hepsini yasadim. su anda ben 25 yasindayim ve evli, basarili bir bayanim. Hoca edendinin kitaplarindan da okudum, videolarindanda izledim, ara sira turkiye ye tatile gittigimde bazi insanlarin hangi okula gittigimi duydugunda verdikleri tepki beni gercekten cok sassirtti! Anlayamadim insanlarin ne kadar geri dusunceli, ve on yargili olduklarina, sanki okullarda ogrenci degil, terorist yetistiriliomus gibi? Biz 4 kardesiz ve 4 umuz de bu okullarda okuduk, iki kardesim hala okuyor! ne kendim de ne de onlarda negativ veya kotu yonde bir degisim gormedim! aksine hepimiz gayet basarili ve mutlu insanlariz! Kim neder se desin, biraz klishe olacak ama, ben hizmetin okuluna baslamadan once, ve ilk zamanlar gercekten, samimiyetle soyluyorum, ucurumun esligindeydim! her an icki, uyusturucu, ki bu ulkede temmin etmesi cok ama cok kolay olan seyler, bu yollara sapma esligindeydim. fakat burada, bu okullarda, ablalar, abiler, orgermentlerimin sayesinde, bana din, kultur, insanlik, edep vb seyler hakkinda verdikleri paha bicilmez bilgilerden sonra kendimi toparladim! ve hayata yeni bi bakis acisi ile dondum! peki ben terorist miyim? kotumuyum? veya hizmetin bir zararini gordummu? HAYIR ASLA. burada ki insanlar, yabancilar ve diger dinlerden olan insanlar bu okullarimiz, ve okullarimizdan mezun olan insanlari, ogrencileri, iyi tanirlar! heleki universitede cok ama cok kisi bu okullardan olan ogrenciler sayesinde Islamin ve muslumanlarin aslinda iyi insanlar oldugunu gorduler, ve Islam hakkinda derin arastirmaya basladiklarini soylediler. Kim ne derse desin, ne dusunurse dusunsun Bu okullarimiz ve yetistirdikleri ogrenciler kotu insanlar degil! egerki gercekten tanimak istiorsaniz girin hizmete kendiniz ogrenin, onun bunun dedigine veya internertter okuduklariniza inanmayin! Bazilari diyor cocuklarimiz hizmete girdi ve artik onlari gormuyoruz! gostermiyorlar, cocuklarimizin beynini yikadilar falan filan, eee biz neden oyle degiliz? benim tanidiklarim, abiler ablalar, egretmenler, ve hizmette olan, tanidigim bir cok insan neden oyle degil? bazen sorunu baskalarinda degil kendinde aramak lazim! bazilari da diyor fetullahcilar Ataturku sevmez! peki ozaman, neden, Avusturalya gibi bi ulkede hizmetin okullarinda, turkce dersleri veriliyor? Ataturk hakkinda egitim veriliyor? Gumbur Gumbur bizim istiklal marsimiz okunuyor? her milli bayramimiz kutlaniliyor? bunu bi dusunun derim! Ben ulu onder Mustafa Kemal Pashami neden seviyorum? Fetullah Gulen bana sev dedi diye mi? Hayir! bana okulumda veriler egitimden dolayi! bizlere, ogrencilere, herzaman her konuda birisinin lafina inanip dusunce sahibi degilde, kendi arastirmamizi yapip, her iki tarafi dinleyip arastirip oyle karar verme kabiliyetini igneledikleri icin! Yine diyorum, cahillik yapmayin, birisi bisey dedi diye hemen inanmayin! UMARIM KENDIMI BIRAZDA OLSA IFADE EDEBILMISIMDIR, BU ARADA KIRIK TURKCEM ICIN OZUR DILERIM! UMARIM DEDIKLERIM ANLASILIR. Herkese iyi gunler!

    • ben de bu okullardan mezunim.Universite icin Turkiyeye geldim ve tatil oldugumda Baska bir sehirde ablamla gorusmek istedim ama izin vermediler. Nedeni ne olabilir acaba?

  26. Hocanın Yolunda Tum Sülalem Feda Olsun…

Yorum bırakın